Hedeflerine ulaşabilmen için plan yapman gerek. Olmak istediğin kişiye dönüşebilmen için planın olacak. Misyon adamı olacaksın. Her an bir hedefin için çalışacaksın hayatta. Böylece asla boşluğa düşmeyeceksin. Hiç bir zaman kanepede boş boş oturup hayatın sıkıcılığı hakkında düşünmeyeceksin. Düşünecek fırsatının olmamasından bahsetmiyorum. Düşüneceksin ama işe yarar konularda üretmek için bir fayda sağlayabilmek için düşüneceksin artık. Artık çırılçıplak ağlayarak soğuk bulgur pilavı yiyen adam olmayacaksın. O adama götünle gülebileceksin hatta. İnsan aştığı engellerde takılıp kalan insanları pek ciddiye alamıyor çünkü o engel aşınılabilir bir engel oluyor onun gözünde. Herkesin kendi derdi dünyadaki en büyük derttir. Başkalarının dertlerine bakıp da kendi derdine şükreden salaklardan başka herkesin belki de ahah. Onlar da aslında kendilerine şükretmiyor veya karşı tarafa acımıyorlar iyi ki benim başıma gelmedi bu olay diye içten içe aptalca bir şark kurnazlığıyla seviniyorlardır ya neyse konumuz bu değil. Konumuz hedeflerimiz ve hayatımızdaki önemi.
Bir amacı ve hedefi olmayan insan aşık olur. Hayattan zevk alamaz. Depresiftir. Kaybedenler kulübü izleyicisidir. Hiç kimse onu anlamıyordur. Yaşamak ona sıkıcı gelir. Ne anlamı vardır ki tüm bunların. Mızmızdır hedefi olmayan insan. Eziktir. Kafayı bir şeye takar seneler boyu de o şeyi çözemez. Hep çözmeye çalıştığını düşünür ama kendine sürekli yeni sorunlar yaratır.
Ne kadar da iğrenç bir yaratık değil mi bu herif. Bu herif olmayacağız işte. Üstün insanın bu herifle hiçbir bağlantısı olamaz. Aynı restoranda yemek yemez hatta aynı mahallede oturmaz.
Bu iğrenç yaratık gibi olmamak için neler yapabileceğimize gelmeden önce bu iğrenç yaratığı tanımlayacağız ve en sonunda kim olduğunu açıkça söyleyeceğiz.
Bu iğrenç yaratık sensin, benim, biziz hatta annen, baban, gördüklerin, sevdiklerin, kardeşin ve arkadaşın. Ama bunu değiştirmek için buradayız değil mi. O iğrenç yaratık bendim. Artık değilim. O iğrenç yaratığın adı insandır dostlarım. Ne kadar acı olsa da bu bilince sahip olmak bizi değişme istencine itecek şeydir. O yüzden bu gerçeği kabul edip elimizden geldiğince değişmeye kendimizi ve çevremizi teşvik etmeliyiz.
Peki bu iğrenç yaratık olmamak için ne yapacağız. Öncelikle hedeflerimiz olacak. Kendimizle ilgili olabilir çevremizle ilgili olabilir herhangi bir şeyle ilgili olabilir ama hedeflerimiz olacak. Gerçekleştirmek için uğraşacağımız hedeflerimiz olacak. Hedeflerimizi nasıl seçeceğiz? Gereklilikleri belirleyeceğiz. Neler bizi geliştirir neler bizi eğlendirir neler yapmaktan hoşlanıyoruz? Amacımız ne? Bunları belirledikten sonra işimiz başlıyor.
''Amaçsız hedefler anlamsızken bir hedefe sahip olmak her amaca bir anlam verir''
Hedeflerimizi belirledik şimdi sıra plan yapmakta. Plan yaparken yapılacak en önemli şey zamanı ileri alıp hedefe ulaştığımız andan geriye giderek önceki aşamaları yazıyoruz ve bir nevi checkpointlerimizi oluşturuyoruz. Ve buna göre sürekli ilerleyerek hedefimize ulaşıyoruz.Yıllık aylık haftalık ve günlük planlarımızın olması ne yapacağımız konusunda bizi çok çok rahatlatır. Şaşırıp kalmayız. Elimiz de kafamız da boş durmaz. Her hedefimiz hakkında detaylı ve uygulanabilir bir plan oluşturup elimizden geldiğince bahane üretmeden uyguluyoruz ve bir hedefimiz gerçekleşince bir hedef daha ekliyoruz. Böylece hiç bir zaman o bahsettiğimiz iğrenç yaratıkla bir bağlantımız olmuyor ve etraftaki sümüklerden olmuyoruz.
Adam oluyoruz, akıllı oluyoruz ve eninde sonunda bir gün şirinleri bile görebiliyoruz. eheh.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder