Aslında insanlara verdiğimiz değerler hadlerinden o denli fazla ki, yaptıkları hiçbir şey olmamasına rağmen insanları çok büyük görmek ve onlara hayran olmak gibi bir içgüdümüz var sanıyorum ki. Bu psikolojik bir güçsüzlüğü insanların, ne yazık ki böyle bir güçsüzlüğümüz var ancak bu güçsüzlüğü tüm insanlara ithaf ettiğimizde fark edeceğimiz mükemmel bir ayrıcalık da kazanıyoruz. Nedir bu ayrıcalık, tabii ki diğer insanların da bize aynı şekilde bir yücelik sıfatı yakıştırması olacaktır. Yüce olmak çok basit bir iştir aslında her zaman psikolojik etkilerle yapılır bu. Yüce olmak demek bir şeyler yapmak demektir aslında ne yaptığınızın da o kadar da etkisi yoktur bu yücelik olayında, sadece yapılması gereken şey, yapılan şeye önem ve özen göstererek yapmaktır. Bu noktadan sonra ise tavırlardaki mükemmeliyet ve kendine güven olarak da adlandırabileceğimiz, kendi hareketlerinden emin olma durumu, size karşı hayranlık oluşturacaktır. Bu hem oldukça basit hem de oldukça zordur. Psikolojik olarak güçlü hissetmek de aynı şekilde hem oldukça zor hem de oldukça basittir. Yapılması gerekeni yapmak bizim tek yapmamız gerekendir. Bunun dışında yapmamız gerekmeyen şeyleri de isteyerek yapmak, maslov piramidinin bilinmeyeni ve anlaşılmayanı olan, kendini gerçekleştirmek oluyor. Bu nasıl olur dediğimizde ise bir örnek ile açıklayalım, bir koleksiyoner örneği verelim. Koleksiyoner, topladığı eşyalara herkesten farklı bir değer veren bir adamdır, kimsenin değerli görmediği bir şeylere çok büyük anlamlar yükler, bu da onun aslında kendi dünyasının olduğunu gösterir, bu işte insan olmaktır ve yaşamaktır. Bunun dışında insan olmak pek de mümkün değildir. Herkes yaşar evet, ancak gerçekten yaşadım diyebilmek için bir koleksiyoner gibi kendi dünyamızın olması gerekir. İnsanın özgürlüğünün mührü kendi davranışlarından utanmamasıdır zaten. Bu doğru. Artarda tuşlara basarak yazı yazmak ne kadar da kolay bir davranış olur, ancak düşünerek yavaş yavaş yazmak, işte asıl mesele budur. Yavaş okumayı ve daha sonra da yavaş yazmayı öğrenmeliyiz. Bir bilgi şehvetiyle dolup, arka arkaya beş tabak baklava yemek gibi kitaplara bilgilere saldırmak anlamsızdır. İnsana hiçbir katkısı olmaz bunun, lentonun dostları olmadan yapamayız. Elbette her an yavaş olmak zorundayız demiyorum ancak kişisel zevklerimizde yavaş olmak çok daha iyi olacaktır, kitap okurken veya bir yazı yazarken, bunları yavaş yavaş yapmalıyız. Bu bizim, birden çakan ve sönen yıldırımlar gibi değil, devamlı arka arkaya gürleyen gök gürültüleri gibi devamlı olmamızı ve Orkhus’a dönmememizi sağlar. Yaşarken ölenler, yıldırımlar gibi aniden eylemler yapar ve sonrasında Orkhus’a dönerler, biz yaşarken ölmemek için, eylemlerimizi, gök gürültüleri gibi arka arkaya yapmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder