Şöyle yada böyle kendinden utanıyorsan bizden değilsin henüz.
Öldürmek, öldürebilmek. Birilerini
öldürebilirsin veya onlar seni öldürebilir. Eski çağlarda böyleydi, birisi gelip
size çatabilirdi rahatlıkla, ama siz de onlara rahatlıkla günü
gösterebilirdiniz.
Bir erkeğin yalnızlığı meyve
verir.
İnsanın kendisini sevmesi
için önce kendinden nefret ermesi gerekmez mi?
Başkasına korku verebilmek
için önce kendine dehşet verebilmelisin.
Doğada azizler yoktur,
kahvaltı ve akşam yemeği vardır.
İyi olmaya çalışmak, aziz
olmaya çalışmaktır.
Güçlü olan, yanındakileri
iter, kendi gücüne ortak istemez. Güçsüz olan, güçlünün yanına gidip onunla
birleşmek ister.
İnsanlardan korkmamanın
sırrı, onlara zarar verebileceğini bilmekten geçer. Ben bunu yerim dediğin insanlarla
konuşmalarına bak. Bunu herkes yapar. Her insan değil, her canlı yapar. Güçlü
bir aslan, yemeğini almaya gelirse, son enerjini harcayıp yakaladığın avı ona
bırakır kaçarsın; ama bir sırtlan gelirse, onu parçalarsın. Değil mi küçük
leopar?
İnsan yalnızken istediği
veya istemediği her şeyi yapabilir. Canı hiçbir şey yapmak istemezse de oturup
hiçbir şey yapar.
Hiçbir şey yapmak
istemeyen birisi, oturup hiçbir şey yapmak istememek hakkında düşünebilir.
Yalnızlığına dön kardeşim.
Karşısındakini iten adam
güçlüdür. Yardım elini uzatanı reddetmek, güçlü olana hastır. O eli ister tutar,
ister tutmaz, kendisi bilir. Tutunacak bir el arayan kişi ise güçsüzdür.
…sahneye yanlış zamanda
çıkan yaşlılık…
Beni izle, kendini izle
Kapılıp biçemimin, sözlerimin
çekimine
Ardımdan gelir misin? İzler
misin beni?
Kendi kendini inançla izle
Böylece usul usul izlemiş
olursun beni.
Yukarıya
En iyi nasıl çıkarım
doruğa?
Yukarı tırman yalnızca
Ulaşmayı hiç düşünme!
Erkek ile kadın
Gönlünün çektiğini söke
söke al
Böyle düşünür adam
Kadın söke söke almaz,
çalar.
Yağmala beni kadın,
yüreğinin istediği kadar
Diye düşünür erkek
Kadın yağmalamaz oysa,
çalar.
Kendine dehşet vermeyen,
kimseyi korkutamaz
Tanrı bizi sever, çünkü o
yarattı bizi.
Bunun üzerine ‘’ama
tanrıyı insan yarattı’’ der incelmiş kişi.
‘’kendi tasarladığını
sevmesi gerekmez mi’’
Tanrıyı kendisi yarattı
diye şimdi onu yadsıması mı gerek
Bu çıkarım aksıyor, bunda
şeytanın parmağı var.
Bütün bu tür acıma duyguları,
yardım çağrıları gizliden gizliye baştan çıkarır. Çünkü ‘’kendi yolumuz’’ çok
zordur, çok şey bekler bizden, ötekilerin sevgisinden, şükranından çok çok uzaktır.
Kendi yolumuzdan, kendi vicdanımızdan kaçmağa, ötekilerin vicdanına, ‘’acıma dininin’’
sevgili tapınağına konmağa, hiç de isteksiz değilizdir.
Bir yerde bir savaş çıkar çıkmaz, kesinlikle
en soylu insanlar arasında elbette gizli tutulan bir sevinç baş gösterir. Kendilerinden
geçerek yeni ölüm tehlikesine atılırlar. Çünkü bu onlara kendilerini anayurt
uğruna kurban etmek için -kendi amaçlarından kaçmak için- çoktandır verilmesini
istedikleri bir iznin çıkması gibi görünür. Savaş onlara, intihar için dolambaçlı
bir yol sunar, iyi vicdanlı bir yol ama. Bazı konular üzerinde susmalıyım ama
kendi ahlaklılığım konusunda susmak istemiyorum, o bana şöyle der: Bir köşeye
çekilip öyle yaşa, böylece kendin için yaşayabilirsin. Çağının en önemli saydığı
şeyleri bilmeden yaşa. Seninle bu gün arasından en azından üç yüzyılın derisi
var. Bugünün yaygarası; savaş, devrim gürültüleri senin için bir mırıltı
olmalı. Yardım etmeği de isteyeceksin ama yalnızca seninle aynı acıyı, aynı
umudu paylaştıkları için anladıklarına -arkadaşlarına-, bu yardım etme kendine
yardım edecek biçimde olacak. Onları daha yürekli, daha yılmaz, daha yalın,
daha sevinçli kılmak isterim. Bugün pek azının anladığı, en az da acıma
vaizlerinin anladığı şeyi öğretmek isterim: Acıyı değil, sevinci paylaşmayı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder