Öncelikle bir kadından korkmak ne demek konusuna değinmemiz gerekiyor bu başlığın
anlamlı olması için. O yüzden hemen tanımlayalım ve başlayalım. Bir kadından korkmak ne
demektir? Tabii ki hiç kimse bir kadından yumruk yiyeceğinden korkmaz, bizim bahsettiğimiz
durum da bu tarz bir korku değil. Biz bir kadından korkmak derken daha farklı bir şeylerden
bahsediyoruz. Bir kadından korkmak bizde şu anlamlara gelir: acaba beni terk edecek mi, beni
aldatacak mı, gidecek mi vs.. Bu tür tedirginlikler yaşıyorsak eğer bu, bir kadından
korkmaktır işte. Bir kadın ise kendisinden korkan bir erkeğe saygı duymaz. Kadın erkek
temelinde söylediğimiz için bu şekilde cinsiyet vererek konuşuyoruz yoksa hiçbir insan tabii
ki kendisinden korkan birisine saygı duymaz. Bu da var. Her neyse devam edelim. Eğer bir
kadının senin üzerinde bir takım etkileri olduğunu düşünüyorsan berbat bir haldesindir şu
anda. Bir kadından korkmak karşısında söyleyebileceğimiz tek şey aldatırsa aldatsın,
terk ederse etsin, giderse gitsindir. Biz de cacık adam değiliz. Aynılarını hatta daha iyilerini de
buluruz çünkü biz kıvılcımız. Ne derece güzel olursa olsun onlar yanacak maddedir biz ise
yakan. Onlar bir rüzgar oluşturamazlar örneğin. Rüzgarı biz yaratırız.
Bir kadından bir şey talep etmek kadar ahmakça bir şey yoktur ve ahmaklık yapan bir insan
kendisine öfkeyle dolar. Bir kadın karşısındaki erkeğe şöyle bir bakar ve ona ne vereceğini
belirler. Artık o kadından, onun vermek istediğinden daha fazla bir şey alamazsınız. Ne kadar
ısrar etseniz de ne kadar yalvarsanız da kadın size yumurta vermeye karar verdiyse siz
yumurta alırsınız. Ama ben biftek istiyorum deseniz de yine her zaman karşınızda yumurta
bulursunuz. Bu yüzden bir kadından asla bir şey talep etmemek gerekir. Bir şey verilecekse
eğer o vermelidir. Bu oldukça açık. Peki istediğimiz şeyi anlamasını mı bekleyeceğiz, hayır
tabii ki. Burada da insan gibi istediğimiz bir şeyi bir kere karşımızdakine ileteceğiz ve bir
daha bu konu hakkında konuşmayacağız. Bir kere istedik ve bitti. Bu kadar işte. Artık verip
vermemesi hakkında hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Vermek istiyorsa verecektir, istemiyorsa da
ne kadar isterseniz isteyin vermeyecektir. Bu çok açık. Bu konuda bir gedik kalmadığını
düşünüyorum.
Peki biz küçük tatlı eşekleriz diyelim ve daha önce bir konu hakkında defaatle ısrar etmiş
olalım. Israrlarımız bazen sonuç verse de bazen zıt bir tepkiye yol açtı. Ve karşıdaki net bir
şekilde kabul etmiyor. Bu noktada ne yapacağız. Karşıdaki bazen veriyor bazen vermiyor.
Kafamız iyice karıştı. Bu ne perhiz bu ne lahana çorbası diyoruz artık. Bu noktada da her
onurlu insanın yapacağı gibi artık o ısrar ettiğimiz konu hakkında hiçbir şey söylememeliyiz.
Bu konu bizim için artık kapanmıştır. Ama hala o istediğimiz şeyi istiyoruz diyelim. Ancak
konuyu kendi kapımızdan kapatmıştık da, bir taviz mi vereceğiz kendimizden? Hayır, bu
konuyu karşı taraf açana kadar bir daha asla konuşmayacağız ve karşı taraf açtığı zaman ise
fırsat bu fırsat lan diyerek konuya yapışmayacağız. Bu konu bizim için gerçekten kapanmıştı
sonuçta, vazgeçmesini bilmemiz gerek. Eğer bir oyun oynuyorsak, donumuza kadar
kaybetmeyi göze alarak oynamalıyız bu oyunu. Ve donumuza kadar kaybettiğimizde de hiç
mi hiç üzülmemeliyiz. Biz zaten bunu göze almıştık. Yani bizim açımızdan hiçbir sorun yok.
Ne demiştik yazının başında, bir kadından korkmak. İşte bu da bir kadından korkmaktır.
İstediğimiz şeyi vermemesinden korkmak. Ha ha.
Karşı taraf konuyu açtığında da konuya kene gibi yapışmamalıyız demiştik. Devam edelim.
Burada yapmamız gereken şey, konu hakkındaki karşımızdakinin sorularını yanıtlamak ancak
kendimiz bu konu hakkında ekstra bir şey söylememek. Taa ki o bize sorana kadar. Neyi
sorana kadar? Neden bu konuyu konuşmadığımızı veya hala isteyip istemediğimizi sorana
kadar. Artık istemiyor musun veya neden artık bu konu hakkında konuşmuyorsun dediği anda
bu oyunu kazandık demektir. Cevabımız çok net ve güçlü artık: ‘’Daha önce bu şeyi senden
istedim ve bana vermedin, bu yüzden senin istemediğini düşündüm ve aynı şeyi isteyerek seni
rahatsız etmek istemedim’’ diyeceğiz. Ve yine hiçbir şekilde o teklif etmeden ondan o şeyi
istemeyeceğiz. Sadece bize sorduğu şey hakkında ona gerçekleri söyleyeceğiz. Neden
istemiyorsun? Çünkü sana sormuştum ve hayır demiştin. Taa ki karşımızdaki bize bunu
yapmayı kendisi teklif edene kadar bu konuda hiçbir şekilde isteklerimizi belirtmeyeceğiz. Ve
en sonunda o güzel cevabı alacağız, karşımızdaki bu şeyi kendisi bize teklif edecek ve biz de
kabul edeceğiz. Bunu yaparak da onurumuzu kaybetmeden bir şeyi elde etmiş olacağız.
Bundan daha değerli bir şeyin olabileceğini de düşünemiyorum.
Biz bu noktada durmalıyız her zaman. Trip atmak değil, ısrar etmek değil. Bir şeyi bir kere
söylersin ve bitmiştir, konu kapanmıştır artık. Bir kere daha söylemek olmaz.
Bkz: https://ustuninsanyolu.blogspot.com/2020/03/zafer.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder